Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları: 

"Cumhur ittifakı tarihi sorumlulukla karşı karşıya"

Dünya yeni ve köklü değişimin eşiğinde olmanın sancılarını yaşıyor. Bölgemiz savaşların, zulümlerin girdabında yanıyor. Böyle bir iklimde cumhur ittifakı olarak tarihi sorumlulukla karşı karşıyayız. İstikrar ve ekonomimizi korumanın mücadelesini veriyoruz. Bu tablo AK Parti ile cumhur ittifakı ile sınırlandırılamayacak kadar önemli. Kendini bu millete mesul edenlerin katı vermesi, yıkıcı muhalefetten kaçınması gerekir. Söz konusu millet ve devlet ise gerisi teferruattır. Dünyada ortak duruş sergilendiğini görüyoruz. Biz de siyasi hayatımızda bunu savunduk. Ayrıştıran değil birleştiren olduk.

"Lübnan'da ateşkesten memnunuz"

Sadece bölgemizde değil tüm dünyada barışın, huzurun hakim olması için gece gündüz koşturuyoruz. Türkiye küresel siyasette kutup başı olma rolünü günden güne güçlendirmektedir. Rusya Ukrayna arasındaki çatışma ve 14. ayına ulaşan Gazze soykırımı olmak üzere tüm krizlerin çözümü için yoğun çaba içindeyiz. İsrail Lübnan ateşkesinden memnuniyet duyuyoruz. Gazze'de kalıcı ateşkes için Türkiye olarak her türlü katkıya hazırız.

"Gazze'de katliamın durması için her türlü katkıya hazırız"

Gazze'de katliamın durması ve kalıcı ateşkesin tesisi için Türkiye olarak her türlü katkıya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.

"Gayemiz Millet, hedefimiz büyük ve güçlü Türkiye'dir"

Mazlum ve mağdurların umudu olan Türkiye Cumhuriyet Devleti'ni muteber bir ülke haline getirmenin peşindeyiz. Gayemiz millet hedefimiz büyük ve güçlü Türkiye'dir.

Kreş tartışması

Yeniden değerleme oranı açıklandı: 2025 yılında vergi, harç ve cezalar için yüzde 43,93'lük oran uygulanacak Yeniden değerleme oranı açıklandı: 2025 yılında vergi, harç ve cezalar için yüzde 43,93'lük oran uygulanacak

Yazının belediyelere ulaşmasının ardından meydanlara dökülüp kendi akıllarınca bize akıl veriyorlar. 

"Anaokulu-kreş ayrımını dahi bilmiyorlar"

Bir ana muhalefet lideri ve onun yerine namzet isimler, düşünün ki anaokulu-kreş ayrımını dahi bilmiyorlar, Bakanlıktan gelen yazıyı okumamışlar. Kreş, anaokulu açmanın kuralları bellidir. Her eğitim kurumunun uyması gereken standartlar vardır. Kimse 'kuralları takmıyorum, kanunlara uymuyorum' diyemez. Çocukların arkasına saklanacak kadar korkaklar tam bir çaresizlik içindeler.

Teğmenlerin yemini soruşturması

Benim birincilere diploma vermemin değerlendirmesini yapıyorlar. Birinci olmuş yapmak gereken onların diplomalarını vermemdir. Komutanların talimatlarına rağmen disiplinsizlik yapanların yarın neler yapacağını kim bilir? Milletimizin göz bebeği olan ordumuzun yıpratılmasına da siyasi emeller uğruna provoke edilmesine de eyvallah demeyiz.

Ghkgk

"CHP’nin tarihinin her döneminde olduğu gibi bugün de orduya siyaset bulaştırma, orduyu kışkırtma geleneğinden kurtulamadığı anlaşılıyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mezuniyet töreninde teğmenlerin kılıçlı yeminine ilişkin de, ”Benzer bir tavra, mezuniyet töreninde sergiledikleri disiplinsizlik sebebiyle soruşturmaya uğrayan teğmenlerle ilgili şahit oluyoruz. Birinci olanlara diploma vermemi eleştiriyorlar. Bunların disiplinsizlikle ilgili herhangi bir yanlışı varsa o da yine Harp Okulları Yüksek Disiplin Kurulunun huzurumuza getirdiği bir neticedir. Biliyorsunuz bunlar, daha birkaç ay önce sosyal medyada bize hakaret ettiği için yargılanıp cezaevine konulan birisi konusunda da utanç verici bir yaygara kopardılar. Bu küfürbazı getirip protokole oturtacak kadar şuurlarını kaybettiler. Sonra bu kişi oklarını kendilerine çevirince, apar topar 'Bilmiyorduk, haberimiz yoktu' yollu açıklamalarla tornistan ettiler. Millete ve milletin inanç değerlerine hakaret eden kim varsa, en büyük destekçisi, hamisi, koruyucusu CHP’dir. Disiplinsizlik suçlamasıyla Disiplin Kuruluna sevk edilen teğmenlerle ilgili de, önünü arkasını düşünmeden bodoslama bir tavır içine girdiler. Halbuki, disiplin elbette her yerde lazımdır, ama söz konusu Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunda hayati öneme sahiptir. Daha dün denecek kadar yakın bir zamanda komutanlarından değil, Pensilvanya’dan emir alan asker elbisesi giymiş militanların ülkeyi nasıl bir felaketin eşiğine getirdiğini hep birlikte yaşayıp gördük. Komutanlarının açık talimatlarına rağmen disiplinsizlik yapan teğmenlerin yarın neler yapabileceklerini kim bilebilir? Türkiye; 1960 darbesini ve süreçteki pek çok cunta girişimini yaşadı. 1971 muhtırasını tecrübe etti. 1980 darbesinin zulmünü iliklerine kadar hissetti. 1997 post-modern muhtırasının ayıbına maruz kaldı. 15 Temmuz’da milletin sinesine çarpıp yenilmeselerdi, darbecilerin ülkeyi nasıl bir iç savaş iklimine sürükleyeceklerini bilmeyen mi var? Tüm bu hakikatler gün gibi ortada dururken, kılıç şakırtıları arasında disiplinsizlik yapanları kahramanlaştırmak neyin nesidir? Allah aşkına bu nasıl bir şuursuzluktur? CHP’nin tarihinin her döneminde olduğu gibi bugün de orduya siyaset bulaştırma, orduyu kışkırtma geleneğinden kurtulamadığı anlaşılıyor. Burada şunu çok net ifade etmek isterim: Milletimizin göz bebeği olan ordumuzun yıpratılmasına da, siyasi emeller uğruna provoke edilmesine de eyvallah demeyiz. Bu ordu bir zümrenin, bir partinin değil, milletin ordusudur. Türk Silahlı Kuvvetleri, peygamber ocağıdır, milletimizin gurur kaynağıdır. Bu ordu, yüzyıllardır 'Allah Allah' nidalarıyla cenk meydanlarını coşturan, 'ölürsem şehit, kalırsam gazi' şuuruyla şehadete koşan serdengeçtilerin, yiğitlerin, ölümü ördüren kahramanların ordusudur. Tıpkı Yahya Kemal merhumun ifadesiyle bu ordu; 3 kıta 7 iklimde İslam’ın bayraktarlığını yapan şanlı bir ordudur. CHP zihniyeti, onca çabasına rağmen ordumuzun ruh kökünü koparmaya muvaffak olamamıştır. Allah’ın izniyle bundan sonra da muvaffak olamayacaktır” diye konuştu.

"Milletimiz müsterih olsun, bu tartışmaların hiçbiri de terörle mücadelemizde en küçük bir zafiyete yol açmayacaktır"

Terörle mücadeledeki kararlılığı tekrar yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "40 yıldır milletimizin başına musallat edilen terör belasını uhdemizde bulunan tüm imkanları ve araçları kullanarak bertaraf etmekte kararlıyız. Türklerle Kürtler arasına örülmek istenen terör duvarını yıkıp atacağız. Evlatlarımıza terörün olmadığı, şiddetin olmadığı, sırtını silaha ve dağa yaslayan terör destekli siyasetin olmadığı bir Türkiye teslim edeceğiz. Bu hedefimizde samimiyiz, kararlıyız. Hep söylediğimiz gibi terör örgütü küresel güçlerin tetikçisi, taşeronu, paralı askeri, aparatı rolünden vazgeçmediği sürece, nerede olursa olsun başını ezmeyi sürdüreceğiz. Hakeza, terör örgütünün siyasi uzantısı olarak hareket eden parti, örgütün güdümünden kurtulup 'Türkiye Partisi' olma yönünde somut ve ikna edici irade sergilemediği müddetçe maşeri vicdanda ve hukuk önünde hesap vermeye devam edecek. Meşru sınırlar içinde kalmak şartıyla ülkemizde sivil siyasetin önü ardına kadar açılmışken, yedeğine terör örgütünü alarak hiç kimse siyasetçilik oynayamaz. Nitekim, Sayın Bahçeli’nin, Cumhur İttifakı’nın ortak siyasi vizyonunu yansıtan tarihi çağrısından sonra hem Kandil’den hem DEM Partisi'nden gelen ilk açıklamalar, her iki yapının da hala aynı kafada olduğuna işaret etmiştir. Bu kafanın mutlaka ama mutlaka değişmesi gerekiyor. Açık konuşmak gerekirse karşımızdaki tablo çok da umutlu olmamıza izin vermiyor. Ama buna rağmen ülkemizin milli güvenlik ve diplomasi öncelikleri çerçevesinde sadece bugüne değil, geleceğe odaklanan 'uzun menzilli' bir perspektifle neler yapılabileceğini mütalaa ediyoruz. Geçmişte ne dedim? Silahları gömeceksiniz. Silahları gömdüğünüz anda bizim için her şey sizlerin önünü açmaktır. Siz silahları gömmez, her yerde bombaları patlatmaya devam ederseniz bu devletin eli de sizin omuzunuzda olacaktır. Bölgemiz kan deryasına dönmüşken, devletimizin her türlü riske karşı gerekli tedbirleri alması, 85 milyona ve gelecek nesillere karşı vazifesidir. Milletimiz müsterih olsun, bu tartışmaların hiçbiri de terörle mücadelemizde en küçük bir zafiyete yol açmayacaktır. Ülkemizin güney sınırlarını, Akdeniz’den İran hududuna kadar uzanan bir güvenlik kuşağıyla terör örgütlerinin tehditlerinden arındırma projemizi adım adım sonuçlandıracağız. İnşallah önümüzdeki yıl, hem diplomatik, hem askeri yöntemlerle, bu konuda yeni kazanımları ülkemizin kar hanesine ekleyeceğiz. Terör örgütünün son dönemde Suriye sahasında yoğunlaşan saldırıları, kendisini bekleyen acı akıbeti görüyor olmasından kaynaklanıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, kimleri arkalarına alırlarsa alsınlar, sınırlarımızda bir terör yapısı kurulmasına izin vermeyeceğiz. Bunları yaparken, ülkemizi terör kamburundan kalıcı olarak kurtaracak alternatif yöntemleri gündemimizde tutmaktan da geri durmayacağız. Cumhur İttifakı olarak omuz omuza vererek 'terörsüz Türkiye' idealini inşallah gerçeğe dönüştüreceğiz" açıklamasını yaptı.

Kaynak: İHA